İlişkisel-entegratif terapi

@Christian Gertenbach

30'lar

20 Mar 2022
30 lu yaşların getirdiği değişim sanki daha bir başkadır, süreç daha bir ağırbaşlı, daha bir durgun/vakur, daha bir hissedilesi ve mütevazidir. Şakası ve kazası başkadır 30'ların. Peki, nedir meselesi 30'ların? Yaşlanmak mı? Olgunlaşmak mı? Yavaşlamak mı? Bilgeleşmek mi?

Her yaşın elbette bir değişim, bir yenilik ve bir veda süreci var. Mesela 20'li yaşların odağı aramaktır, bulmaktır ve keşfetmektir. Kendini bulmak, hayat çorbasının nasıl piştiğini bulmak, hayat arkadaşını bulmaya çalışmak, anlamları keşfetmek, dünyayı keşfetmek, cinselliği keşfetmek, işini bulmak, yerini yurdunu bulmak, tutkuyu ve aşkı bulmak, şarkıları ve şiirleri bulmaktır.

20’lerde bir hız ve sürat vardır, her şey çabucak geçer gözünün önünden... Sanki bir motosiklet süratiyle gidercesine. Ama 30 lu yaşların getirdiği değişim sanki daha bir başkadır. Süreç daha bir ağırbaşlı, daha bir durgun/vakur, daha bir hissedilesi ve mütevazidir. Şakası ve kazası başkadır 30'ların. Peki, nedir meselesi 30'ların? Yaşlanmak mı? Olgunlaşmak mı? Yavaşlamak mı? Bilgeleşmek mi?

"Sevginin tadı, kıymeti başkalaşır, emeklerin değeri artar….. Artık her şey daha çok ve daha yavaşça hissedilir. "

Belki de bunların hepsi 30’lar ama bu sürecin ana meselesi, öbeği sanki ‘farkındalık’. Evet bence 30 lu yaşlara en çok yakışan isim ‘farkındalık’. 30’lara geldiğinde, Motosikletin hızı bisiklet hızına düşmüştür; yüzüne vuran esinti ahenkli, durgun ve dingindir; saçını savurmaz, gözünü kapatmaz. Sana bakma / izleme ve yolunu ahenkle görme fırsatını verir. Kendini, hayatı ve diğerlerini ağır ağır ve sükunetle izlemeye başlarsın 30larda. 20'li yaşlardaki gibi keşfedip hızla geçmek devri kalkmıştır artık. Keşfettiğin ve bulduğun her şeyin tadına varma zamanıdır.

Sevginin tadı, kıymeti başkalaşır, emeklerin değeri artar... Artık her şey daha çok ve daha yavaşça hissedilir. 20'li yaşlarda kendini çok göstermeyen hüzün artık içinize sinmeye başlar. Garip bir nostalji, melankoli ve eskiye özlem duygusu… .Eski dostlar en az 20 yıllık dostlardır. Sahi 20 yıl geçmiş mi deli dolu uçarı gençlik günlerinin üstüne deyip bir iç çekilir. Bazı şeyler daha da önem kazanırken bazı şeyler önemini kaybeder.

Artık her şey daha farkedilesidir ve bu farkındalık sadece zihinsel değil bedenseldir. Vücut daha da bir kıymete biner, yerken düşünülür. Ciltte hafiften değil de biraz daha belirgin kırışıklıklar kendini gösterir. Yenilen yemekler çok da kolay yakılmaz artık. Hafiften hafiften, göz ucuyla, imrentiyle bakılır 20'li yaşların o tazeliğine. Hayatın sonsuz olmadığı bu sefer kesindir. Vaktin nasıl bir hazine olduğu da kesinleşir. Bunun adı 30'lardır. 30'lu yaşların acı ve hüzünlü bir tarafı vardır, bunun tarifi de zordur. Ama ciltteki kırışıklıktan ziyade madalyonun öbür tarafını görmeyi başarırsak, yaşlanmanın o güzel filozofisinin, inceliklerinin ve bilgeliğinin de farkına varırız. Eminliğini ve dinginliğini farkederiz. Artık yere bastığın toprak, seni her an dibe batıracak bir balçık değil, susuz katıksız sert topraktır. Bastığın zeminin sertliğini derin bir güvenle hissedersin.

Bilirsin ki düşersen kendin düşersin, kalkarsan kendin kalkarsın. İsteklerin temizdir, karmaşık değildir. Korkuların yerli yerindedir. Aşkın mesafeli, sevgin sinirlidir. Herkese dağıtamayacağın bir zaman ve şevkat vardır. Açıkçası, evlat sevgisi hariç artık tüm sevgiler karşılıklıdır ve bunun sakıncası da yoktur. Aldığına verir, almadığına vermezsin çünkü zamanın da emeğin de kıymetlidir.

30'lu yaşlar kontrat yaşıdır. Görünmez ama hissedilir bir kontratın vardır. Bu kontrattaki isimler dışında kimseye ne sabır verilir ne de taviz. 20'li yaşların en popüler kelimesi olan aşkın yerini artık sevgi ve aile bağları almıştır. Ayrılık acısının yerini ölüm acısı alır. Çünkü artık sevgiliden ayrılma değil anneden babadan ölümle ayrılma gerçeği vardır. Ama toprak serttir, seni içine çekmez. Seni yiyip bitiren ayrılık acısı gibi değildir artık acıların ve öfkelerin… İsyanlar çekip gider. Ölüm acısını da tüm acıları da garip bir sükunet ve kabullenmişlik ile karşılar, kucaklarsın. 30'lu yaşlar kucaklama yaşıdır. Acıyı, evladını, hüznü, sevgiyi, dostlukları, aile sevgisini, dünyayı ve tüm güzellikleri isyansızca kucaklama yaşıdır. Eğer bir yerlerde hâlâ bir isyanın varsa, bunu da farketme ve kontratını yenileme yaşıdır 30’lu yaşlar.

Diğer Seçme Yazılar